Kendi çapında ver yansın

Bloğumu biraz ihmal ettim şu aralar. Yoğun çalışmalar var bende, koşuşturmacalar. Mutfak, ev, Çınar, Ulus arada bir de kendim arasında mekik dokuyorum. Aslında kendimi tamamen yaptığım işe verip bazen iş ve oğluşum dışında herşeyi unutmak hatta mümkünse hiç düşünmemek istiyorum. Ama ne mümkün. Bazen kafam takılır benim, kendi içimde düşünüp dururum sonuca ulaşmayan, eften püften şeyleri. Sinek küçüktür ama mide bulandırır hesabı. Epey bir yorar beni insanlar ve bana yaptıkları. Eminim kendileri farkında bile değildir, ama beni yorar işte. Bazen koyamadığım net tavrım ve düşüncelerim için hayıflanırım, bazen de ne salakmışım da bana böyle davranan insanlara katlanmışım der dururum.
Belki o yüzdendir, çook geniş bir çevrem olmamıştır hiç, incitmekten kırmaktan bu kadar kaçınırken insanların hatır, gönül meselelerinde bu kadar hoyrat olmalarını anlamak güç oluyor benim safımda. Fazla düşünceli olmamak gerek, ama yeni baştan yapılamazki bunlar. Nasıl yoğurulduysak öyle gidecek. Yolun yarısına geleceğim neredeyse yaş olacak 35 ama hala bu insan ilişkileri olayını çözemedim, bundan sonra da çözemem gibi geliyor. Her kişiye göre şekil alabilen insanlara ise şüpheyle bakıyorum. Herkesle ama herkesle geçinebilmek, her kişiyle dost olabilmek? bilmiyorum yorum yok? beni aşıyor !
Pek neşesiz bir haftasonu postu oldu, yarın yeni haftanın kendimde dahil herkes için sağlıklı ve mutlu bir hafta olmasını diliyorum.

5 yorum:

  1. birisi sizi çok üzmüş galiba :(
    yeni haftanın çok güzel geçmesini dilerim.

    YanıtlaSil
  2. sevgili derya
    hani hayattan öğrendiğimiz önemli pusulalar vardır, hatta çok geç yakalarız onları... benim öğrendiklerimden biri de insanları çok fazla önemsememek gerektiği... ne düşünürlerse düşünsünler, ne hissederlerse hissetsinler dönüp de geriye bakmıyorum artık... insanları anlamak çok zor çünkü...hatta mümkün değil... yaşamında yer bulmalarına gerek yoksa çiz üstlerini ve yoluna devam et... insanlar çok da iyi ve duyarlı kimseler değiller... bi çoğu bencil, çıkarcı ve rüzgara göre yön seçen... inan önemsenmeye hiç değmezler... evet tek tük iyiler var... rastgeldikçe yola onlarla devam etmeli... tabii ölçüsünce... kapılmadan... malum insanlar da kavun değil!

    bunları neden yazdım biliyor musun? o çok şeker oğluşunu düşündüğümden... o yalnızca gördüklerini değil, hissettiklerini de kaydediyor belleğine... sendeki hüzünden kendi payına düşenleri topluyor şimdiden... yıllar sonra geriye döndüğünüzde buruşuk bir torbadan fışkıran çürümüş bir hüzün yığını ile karşılaşmanızı hiç istemem... her gün geleceğin geçmişi demek... şu an çınar ın geçmişini (çocukluğunu) ve senin de gençlik yıllarını yaşamakta olduğunu düşün bi... gelecek bir zamandan bak bu an'a... ıskalamakta olduklarını ve kayıplarını gözden geçir... ve sonra an'ı yaşayabildiğince yaşamaya çalış... hayat ne yazık ki ne adil ne de merhemetli... hüzün zaten hayatın bir parçası...varsın zoraki girsin yaşamına... sen kapını hep kapalı tut...

    çok açıldım... dayanamadım yazdım... haddimi aştı isem çok özür diliyorum... bu yorumu silip atabilirsin.. ama tutamadım kendimi... malum ben zaman itibariyle senden daha ilerideyim... hatta 21 yaşında kocaman bir kızın annesiyim...dolayısıyla geçmişe daha geniş bir açıdan bakıyorum... Kızımın çocukluğuna dönebilseydim keşke...ama sen henüz oradasın!

    YanıtlaSil
  3. Çelebi74; Sağol, amin.

    atölye nott; Teşekkür ederim hepimiz için güzel olsun inşallah.

    Ruşen; Üşenmeyip uzun uzun yazıp paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Haklısınız, elimden geldiğince tavsiyelerinize uymayama çalışacağım. Çınarım için.
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  4. anlayışın için çok teşekkür ederim... çınar ı çok sevdim ben... çok tatlı.... çok... çocukların mutluluğu her şeyden önemli diye düşünürüm... duyarlılığım bundandı...

    sevgiyle kal...

    YanıtlaSil

Söz uçar, yazı kalır...