11 Şubat 2020

Ankara da haftasonundan beri müthiş bir ayaz vardı. Son yazıma inat bir ayaz. Bahar mı sonbahar mı derken Ankara'nın ayazına tutulduk. Derhal içlikler çıktı, kat kat giyindik. Dışarı çıkarken şapka-eldiven-atkı tam tekmil çıktık sokağa. Örgülerden Kuğulu parkta nasibini almış.

Ezgiciğim Ankara'ya geldiğinden beri evini- işini düzene koysun haydi 15 tatil bitsin derken demek ki görüşmeyi çok istemişiz ki, birgün o ipciden çıkarken karşılaşıp kısa bir hasret gidermiştik. Ne güzel bir tesadüftü, sonra dün haberleşip Kakule ve Amelia's Garden dan sonra bir başka mekanı daha sevdiğimiz yerler arasına eklemek umuduyla eski Dost Kitabevinin yerinde açılan Kuğulu A4 kafeyi keşfedelim dedik. Bence yeni bir buluşma mekanı daha eklendi diğerlerine, ferah ve çok keyifli bir ortamdı. Kocaman camlı, ışığın içinde dans ettiği yerleri seviyorum. Böyle bir ev hayal ediyorum belki cam temizliği zor olurdu ama güzel olurdu yine de. 

Kırmızı çoraplarım bitti. Desen yapan ip uğruna çorap ipi dışında bir iple ördüğüm çorabım iki giyimden sonra işte bu hale geldi. O yüzden çorap ipi niteliğindeki naylon karışımlı iplerle örmekte fayda varmış. 

 

Daha düz renklere geçiş yapıyorum sanki, elimdeki son işlerim.

Bu hafta araya bana oldukça uzun ve çok kloş bir pazen eteği kendime göre daraltma işini ve açık yaka bir body thsirt yakasını tığlayarak küçültme işlerini yaptım. Çok zamandır bekleyen işlerdi, halledince hafiflik hissi güzeldi. Ne zaman dolabı açsam bir köşede bekleyişleri rahatsız ediyordu. Şimdi kullanıma hazırlar.  

Yine kullanılmayan bir çantanın saplarını saklamıştım onu da bu çantaya monte edeceğim, astar ve fermuar işi var birde.