10 Ocak 2020

Bir süre uğramazsam çok özlediğim yerde yani Ulustaydım. Hava serin ama pırıl pırıl güneş olunca kararsızlığım geçti ve attım kendimi sokağa.
Eğer sokaklarında yürürken kafanızı kaldırır ve yukarılara dikkatli bakarsanız çok güzel mimari binalar olduğunu görebilirsiniz. Keşke daha çok korunsa o güzel, yılları devirip bugüne gelmiş yapılar. Öylelerini gördükçe hayranlıkla izledim. Günümüz yapılaşması biraz bu geçmiş modellerden ilham alsa ne güzel olurdu.
Suluhan'da da kısa bir tur atıp oradan Kale'nin yolunu tuttum. Birkaç yere uğradıkta sonra Pilavoğlunda mola vermek istedim. Hana girer girmez ilk gözüme bu saksı çarptı. Çocukluğumda bizim camda da vardı. Üşümüştüm ama onu görünce tuhaf bir ılıklık oldu içimde, hatta ah keşke benim olsa dedim..
Sıcak bir sahlep içtim sobaya karşı. Çok güzel yanıyordu. Dinlendim, soba nostaljimi de yapmış oldum.
Cafe Borgess'in her zaman ki gibi sıcak ve huzur veren bir ortamı vardı. Dönüşte Hamamönünden çizdim rotayı ara sokakta bizim işler göz kırptı. Orada da giydirmişler bir ağacı.
 
Dün akşam üçüncü çift çorabımı da bitirmenin mutluluğu içindeyim. Şimdi Zeynep hanım'ın modelini başladım. İki şişle çorap yapımının fotoğraf ve açıklamalaı için bloğunda buraya bakabilirsiniz. Çok güzel yazmış, anlatmış. Benim teknik ise buradan
 Haftasonunuz güzel olsun....

22 yorum:

  1. Çok ça zaman geçti gitmeyeli, seni her okuduğumda fırsatını bulup gideyim diyorum :)
    O saksıyı hatırlıyorum bizde de vardı, ne güzel :)

    YanıtlaSil
  2. Senin teknikten geçen yıl bu zamanlar örmüştüm ama sayıları büyük gelmişti, senin sayıları bi ara müsait olduğunda almak isterim Deryacığım, ellerine sağlık, sıcacık tutsun seni inşallah, hepsi birbirinden güzel.Dün Zeynep hanımın tarife de bakmıştım ama topuk kısmını pek anlamadım galiba ;) Seninki de çok güzel olacak eminim.
    Sıcacık ve güzel geçen bi hafta sonu diliyorum sana ve koccaman öpüyorum.

    YanıtlaSil
  3. Gezdiğiniz gördüğünüz mekanlar enfes.

    Estetik kaygımız maalesef toplumun her bireyinde yok. Tabelalar ve estetik yoksunu beton yapılar mahallelerin kimliğini zedeliyor çünkü inşaatı yapan ve yaptıranlar o kentin insanı değil, korumak ve geliştirmek endişesinde değiller.

    Çoraplarınızı keyifli günlerde kullanın. Yeni bloğumu keşfettiniz mi?
    https://ispanyolcafilmler.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  4. Looks like you had a nice time. I also love old architecture. It has so much more character and attention to detail than the plain, modern buildings of today. Your socks are colorful and really pretty.

    YanıtlaSil
  5. :) hiç sevmezsin sen oraları ivit hihi :) mavilale çorabı hihi ivit. çorapçıbaşı oldun seen kikiriki :)

    YanıtlaSil
  6. Saksının altına yazdıklarını okumadan "a bu çocukluğumun saksısı" dedim içimden:))
    Çorapların harika!

    YanıtlaSil
  7. dedemde var o sobadan çıtır çıtır kuzine

    YanıtlaSil
  8. deryacığım eline koluna sağlık çoraplar yine harika. senin kırmızı kar figürlü çorapta çok güzel görünüyor. açıklama yazmak konusunda başarısızlığımı resimlerle kapatmak istedim. :)
    ben n ormalde İstanbul'u gezmeyi daha çok severim. Ankara'yı hem çok bilmem hem de bana çok cazip gelmezdi. ama senin bu turlar bende Ankara'yı gezme isteği uyandırıyor. :) sevgiler.

    YanıtlaSil
  9. Değerlerimize sahip çıkmayı bir gün öğrenebilcek miyiz? Umarım cevap bir gün olumlu olur. Emeğinize sağlık ördükleriniz çok güzek görünüyor.

    YanıtlaSil
  10. lovehouse; En kısa sürede gidersiniz umarım, soba başı birde salep oh miss, saksı beni çok etkiledi fiyatı biraz uygun olsaydı seve seve alacaktım :)

    YanıtlaSil
  11. Ececim çorapta şimdiden kolay gelsin ip ve şiş büyüklükte etkili, Zeynep hanımın modelini de çok sevdim beş şişe yakın ve daha pratik geldi. Çok teşekkür ederim canım bende sizlere çok güzeel bir haftasonu diliyorum ;)

    YanıtlaSil
  12. Dönüşü olmayan orman; Çok teşekkürler, umarım estetik görüşler biraz daha gelişir, sizi takipteyim, çok teşekkürler.. :)

    YanıtlaSil
  13. I agree with your views on old architecture, Tammy, thank you very much for your socks :)

    YanıtlaSil
  14. Semicim hepimizin çocukluğunda yer almış bir şeymiş bu saksı, çok teşekkür ederim, beğenmene sevindim, sevgiler.. :)

    YanıtlaSil
  15. burcu; Ne güzel, bayılıyorum bunlara, bir gün aynı evde yaşayacağımıza inanıyorum o kuzineyle :)

    YanıtlaSil
  16. Zeynep hanımcım, çok teşekkür ederim, sizin yöntemi daha çok benimsedim açıkçası hem pratik hemde daha kolayıma geldi, ayağa oturuşu da çok güzel. Şimdi onun versiyonlarına başlayacağım :) Bence o post gayet başarılı olmuş öyle demeyin, hem fotolar hem açıklamalar bana çok yardımcı oldu teşekkür ederim, Ankara ile ilgili böyle fikrinin değiştiğini öğrendiğim ikinci yorum oldu, bir gün yolunuz düşerse bekleriz Ankara'ya o zaman, güzeldir fena diildir, bende kenardan köşeden gücüm yettiğince görüntülüyorum sizlere :)

    YanıtlaSil
  17. Beyaz Yakalı; Benim de umudum bu yönde her ne kadar şimdilik bir ışık görünmesede :( çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  18. Sanırım 2-3 senedir gelmiyorum Ankara'ya ve özlemişim ben Ankara'yı ♥

    YanıtlaSil
  19. Hazır hızımı almışken yazayım, o ikinci fotoğraftaki bina, Ankara'da en sevdiğim bina olabilir. Perişan bir oteldi eskiden, restore edeceklerini okumuştum. Etmişler anlaşılan, ne güzel görünüyor şimdi. Ben de ilk fırsatta gidip dolanayım bir Ulus'ta.

    Hardal sarısı mı bu çoraplardaki? Ne güzel bir sarı ♥

    YanıtlaSil
  20. Şebnemcim, şu ara bu görevi üstlendim ben. Ankara'yı sevdirme ve özletme görevi :) Bir fırsat olursa bekleriz efendim ;)

    YanıtlaSil
  21. fermina daza; Ulus cevherlerle tarihle dolu, tuhaf bir bağımız var, seviyorum bir süre gitmezsem özlüyorum, bir gün Ankara'dan gidersem sanırım bir tek burayı ararım :) restore edilmesi ne güzel, daha nicelerine daha olsun, bir Yahudi mahallesi var Sinagog'un yakınında iki bina var görmelisiniz o kadar müthiş ki ama şu an tam bir harabe keşke onlarda kurtarılsa. O zaman şimdiden iyi gezmeler olsun..
    Evet çoraptaki hardal sarısı bende çok beğeniyorum o rengi, o halde size deneyeceğim çoraba da hardalı kullanayım :)

    YanıtlaSil

Söz uçar, yazı kalır...