26 Ağustos 2018

Bu yıl ki rotamız yine Datça idi. Serin ve mavi sularda balıklarla yanyana yüzmek çok güzeldi.  Bir deniz yıldızı bulduk, tekrar bulunmamasını yaşamına devam etmesini umarak, uzaklara bıraktık, ertesi gün balık tutarken de bir ahtopot gördük. Bu yıl şanslıydık sanırım.
Eski Datça her zaman ki gibi huzur doluydu begonvillere sarılı evleriyle harika manzaraları vardı.
 
 Sokaklarında kedicikleri sevdik bol bol, Ankara da kalan bıcırımızın kulaklarını çınlattık.
Akşamları suya yansıyan ışıklar Van Gogh'un tablosu gibiydi.
Balıkçımız bu yıl da yine iş başındaydı.
Gelmeden bir gün önce Datça Amfitiyatro da Duman'ın konserine gittik. Ortam güzel, performans da çok iyiydi. Kaçınılmaz son, eve dönüş, insan buralardan ayrılmak istemiyor büyükşehirin keşmekeşi, kalabalığı, gürültüsü, telaşına dönmek istemiyor. Zaten güzel bir deyimleri var Datçalıların "acelen varsa ne işin var Datça'da?"
Selimiye
Dönüş yolunda Kızlan Yeldeğirmenleri, Selimiye-Yuvarlak Çay ve denizin üstünde yürünen Kızkumu Plajına uğradık. Yuvarlak Çay internette gördüğümüzden biraz daha farklıydı. Suyu azalmış olduğu için belki de çok umduğumuz gibi değildi.
Yeldeğirmenlerinin sadece gövdesi kalmış bir tanesi restore edilmiş cafe olmuş ama bizim uğradığımız saatte henüz açılmamıştı. Esen püfür püfür rüzgarıyla hatırlayacağım o tepeyi. Keşke diğer yeldeğirmenleri de restore edilip rüzgarda dönen çarklarını da ekleseler masal gibi olacak.
Deniz üstüde yürünen yer, Kızkumu'nun efsanesi ise şöyleymiş; "Köylülerin anlattığı ve geçmiş yıllardan günümüze kadar gelen Kızkumu ile ilgili efsaneye göre, üç bin yıl önce Baybassos Kenti’nin kralı, düşmanlarıyla giriştiği uzun yıllar süren savaşı kaybeder. Kenti ele geçiren düşmanlar, kral ile halkını öldürür. Krallığın güzelliğiyle meşhur prensesi, korsanlardan kaçmaya çalışır. Deniz kıyısına gelen ve yüzme bilmeyen prenses, mucize sonucunda eteğine doldurduğu kumları serptikçe deniz üzerinde bir yol oluşmaya başlar. Havanın karanlık olması nedeniyle yolunu kaybeden prenses, eteğindeki kumlar bitince boğularak yaşamını yitirir. O günden sonra da koy, Kızkumu olarak adlandırılır. Kaynak
Plajda tesadüfen blogdaşım sevgili Nonim ve sarı şekeri Nil ile karşılaşmak bu yıl ki tatilin güzel bir süprizi oldu benim için.  :)

10 yorum:

  1. Tatil harika. Dönmesi olmasa :))) Datça' ya gitmedim hiç ve eksikliğini hissediyorum. Umarım en kısa zamanda görme şansım olur.

    YanıtlaSil
  2. Tatilinin çok güzel geçmesine çoook sevindim, tekrarını yaşamak nasip olsun yeniden. Ve aslında belki de taşınmak olsun buralara ;)) O, elleri yumuş yumuş olan delikanlıyı da kocaman öp benim için ltf, sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Nihancım biz bir gittik bir daha başka biryere gidemedik :) güzel bir yer bize göre, umarım sende gider ve keyifli zamanlar geçirirsin :)

    YanıtlaSil
  4. Ececim, çok teşekkür ederim. Aminnnn.. keşke.. öptüm gitti :) sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. ne güzel tatil olmuş deryacım, dolu dolu olunca bütün kışı idare ediyor.. :) eski datçayı çok seviyorum ben... keşke daha da çok olsa sokakları... bitiyor çabucacık... :)

    YanıtlaSil
  6. Teşekkür ederim Ruşencim bir süre idare eder bu güzellikler :) Eski Datçayı bende çok seviyorum dilerim bozulmaz ve korunur, evet çok küçük :)

    YanıtlaSil
  7. Oh Derya'cım ohh dedim yazı hissettim, 8 derecede böyle hayal kurmak güzel geldi :) Begonvillerin güzelliği...

    Okulların açılmasına da az kaldı, Çınar için iyi olmuştur eminim :)
    Çok sevgilerimle

    YanıtlaSil
  8. Datça yi bende çok merak ediyorum.yasamak istediğim yerlerden ...kim bilir kısmet.senin ve ailen için güzel bir tatil olmuş . çınarımı öpüyorum...

    YanıtlaSil
  9. Ezgicim sıcağı nedense bu yıl birkaç saat içinde çamaşır kurutabilmenin dışında hiç sevmedim ruhum hep kışı istedi hala öyle, öyle bunaltıcı ki sıcaktan eriyecek gibi hissediyorum :) 8 derece de bana hoş bir ferahlık hissettirdi şöyle serin serin... Çınarın yolunu gözleyip hayalini kurduğu şeyleri yapmak tabi çok mutlu etti onu :) sevgiler...

    YanıtlaSil
  10. Mihrimahcım, umarım en kısa sürede gider ve görürsün, biz öyle sevdikki üç yıldır oralı olduk :) bizdende öpücüklerle.. ;)

    YanıtlaSil

Söz uçar, yazı kalır...