Aşk kitabından..



On Dördüncü Kural: Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

On Altıncı Kural: Kusursuzdur ya Allah, O’nu sevmek kolaydır. Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir. Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir. Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan’dan ötürü yaratılanı sevmeden, ne lâyıkıyla bilebilir, ne lâyıkıyla sevebilirsin.

Yirmi Birinci Kural: Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hak’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.

Yirmi İkinci Kural: Hakiki Allah Âşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgâh olur. Ama bekri aynı namazgâha girdi mi orası ona meyhane olur. Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.

Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten, ne yapalım kaderimiz böyle deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hâkimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin. Bunu anlatır Yirmi Dokuzuncu Kural.

Otuz Birinci Kural: Hakk’a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı. Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık; kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp… Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız. Ama kimimiz bundaki hikmeti anlar ve yumuşar; kimimiz ise, ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar.

Otuz Altıncı Kural: Hileden, desiseden endişe etme. Eğer birileri sana tuzak kuruyor, zarar vermek istiyorsa, Tanrı da onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer. Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer.
O’nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz. Sen sadece buna inan!


kaynak; http://www.yazarkafe.com/icerik/393775/askin-40-kurali-elif-safak.htm

5 yorum:

  1. ne güzel bir blog:) cok sevdim blogunuzu:) paylastiginiz fotografin karisinda saatlerce oturabilirim, ne güzel, huzur veren bir fotograftir o öyle? bayildim..

    YanıtlaSil
  2. benim küçük dünyam; Çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  3. Bundan yaklasik iki sene Once ayni kurallari secip asmistim dolaplara.Ne tesaduf aynilarinin karsima cikmasi?Belki kendime tekrar hatirlatmam gerektiginin bir isaretidir.Kim biilir?

    YanıtlaSil
  4. ne güzel yazmış.bayağı düşündüm üstüne.ya o güzel kediciğe ne demeli.blogunu hala takip ediyorum eskisi gibi yorum yazamasam da.hayatımdaki koşturmaca,karmaşa bitince ben de dönebileceğim umarım bloguma

    YanıtlaSil
  5. bizden; kesinlikle bir işaret.

    ebrulikedi; Evet Ebrucum, bekliyoruz seni, dilerim koşturmaca ve işler bir an önce yoluna girip bizlere ama önce kendine vakit bıraksın :)

    YanıtlaSil

Söz uçar, yazı kalır...