15 Aralık 2012

Dün, kuzuyla birlikte gitmeyi çok istediğim V.Gogh Alive sergisine nihayet gidebildik. Sergideki görsel şölen elbette muhteşemdi, konuklar için hazırlanmış tüm koltuklar doluydu, bizde bu şöleni izleyebileceğimiz güzel bir yer belirleyip yere çöküverdik. Çınar önce bir süre güzel güzel izledi sonlara doğru yerlerde yuvarlanıyor ve artık ne zaman gideceğiz anne diye soruyordu.
Artık kuzuyla birşeyler yapmak neden daha zor, normalde daha çok laftan sözden anlayacak duruma geldiği için daha iyi anlaşmamız gerekirken. Çünkü "artık bir bireyim ve benim isteklerim önemli, benim dediklerim olsun istiyorum, olamıyorsa nedenini ve niçinini dinlemek istemiyorum" dediği için.
Herşeye rağmen güzeldi, oğluşumla epeydir bu tarz bir etkinliğimiz olmamıştı, çıkışta ekmek arası balık ziyafeti ve bu sene annesinden daha çok bozacı olan kuzuyla birer bardak bozamızı da içtikten sonra evimizin yolunu tuttuk. Kızılay Akman yenilenmiş, başka bir yere dönüşmüş, yeni hali kötü mü? hayır ama o eski nostaljisi kalmamış, kendi bozasının satıldığı başka bir mekana dönüşmüş, garsonları bile kendi tarihine uygundu sanki, eskilerden kalmış, tavırları, kendileri hoştu yani, zaman içinde eski bir mekana gelmiş gibi hissederdim... eski çalışanlar gitmiş, mekanda değişiklikler olmuş biraz üzüldüm tabi, Ulus şubeleri kapandığında da çok üzülmüştüm. Keşke devam edebilselerdi..
Sergi gezisinden kuzuyu en çok mutlu eden kısım salon dışında erimeden kalmış az miktardaki karlar oldu. Şöyle çokça yağıp katur kutur bata çıka gezebileceğimiz zaman ne çok sevinecek.
Yılbaşına onbeş gün kala çiçeğim açtı. Şimdilik bir tomurcuğumuz var..

Bu İkea çerçeveler akrilik boyalarla boyanabilir sanırım. Farklı ebatlarda çerçeveleri rengarenk boyayıp salonun bir duvarına asmak istiyorum. Hoşuma giden temalarda çerçeve içlerini buldum bile,  bazen kafamdaki bir proje için aceleci huyum yüzünden çok çabuk hayata geçirip aynı hızla da bıkabiliyorum. O yüzden bu sefer biraz ağırdan alacağım.
Beni biraz kendime getiren dondurucu bir Ankara gününde, uzun aradan sonra geçirdiğimiz sanatsal bir günün ardından topladığım enerji ile akşamında istek üzerine bir bebek battaniyesi başladım. Bu battaniye keyifli ördüğüm bir kare bir boşluk olduğu için sanırım böyle istekli ve azimli başladım. Üzerine de renkli minik çiçekler örüp dikeceğim. 

6 yorum:

  1. Harikasiniz. Senden cok iyi bir enerji gecti bana Deryacigim. Kuzunu ve seni kucaklar, operim.

    YanıtlaSil
  2. Derya`cım Kuzu ile sergiye gitmen çok iyi olmuş. Çocuklar bazen sıkılabiliyorlar ama inan akıllarında bir şeyler kalıyor. Daha öyle sergileri yetişkin gibi uzun süre incelemiyorlar. Konsere götürsek sonlara doğru gidelim demeye başlıyorlar. Ancak yanlarında yaşıtları da varsa uzun süre durabiliyorlar.

    Benim çiçeğim de tomurcuklandı:))

    Eski mekanları yeniliyorlar ama hiç hoşuma gitmiyor. En son örneği İnci Pastanesi`nde gördük. Profiterolünü kimisi beğenmese bile, o Beyoğlu`nda bir kültürdü, değerdi. Al bu dükkanı aç bakalım bilmem ne alış veriş merkezinde. Aynı tat olacak mı? Hiç sanmam!!! Bazı değerlere dokunamamk lazım, olduğu gibi bırakacaksın tarihe...

    YanıtlaSil
  3. Canım yine güzel bir battaniye olcağına eminim,ellerine sağlık.
    Oğlum yapmış daha önce yaptığın amigurumi tavşana bayıldı,yalnız bloğunda yok galiba ayrıntı verebilersen sevinirim.

    YanıtlaSil
  4. Edacım çok sevindim şu ara kendime pek hayrım yok ama senin sözlerini okuyunca mutlu oldum ;)

    Semicim aynı fikirdeyiz, eski mekanlar hakkında ama epey ufak bir grubuz sanırım, zaman yenik düşen düşene.
    Evet kuzuyla bir konser denememiz olmuştu ikinci parçadan sonra ayrılmıştık oradan :( bu sergi bir parça ilerleme kaydettiğini gösteriyor :)

    violet; Aslında tavşanı nasıl anlatayım bilemedim, bende gredy for color benim blog listemde var bu blogdan öğrendim, kendim uydurarak çıkardım, kafaya kadar vucudu şekillendirecek şekilde artırıp eksiltip bir dikdörtgen örüyorum sonra dikip kol ve bacakları oluşturuyoruz, kafa ve kulaklarda yine o şekle uygun artırma ve eksiltmelerle. berbat bir anlatım oldu galiba..
    Aşağıdaki adresi bir inceleyin isterseniz;
    http://greedyforcolour.blogspot.com/2011/09/stanley-and-his-uncle.html

    YanıtlaSil
  5. canım çok teşekkür ederim,anladım gibi :) bir de bloga bakarım

    YanıtlaSil

Söz uçar, yazı kalır...