1 Mart 2012

Dün aklımda sürekli acaba ne yapsak da yesek? sorusu vardı. Neyse ki bir şey yapmadım. Bezginlik ve tembelliğin tavan yaptığına bir tek burada sevindim sanırım. Kalkıp birşey pişirmeye, hazır alayım desem bu karlı havada sokağa çıkmaya üşendim. Allahtan elimin altında hurmalarım vardı, hamur işi olmaksızın atlatıldı.
Malzemelerim çok azalmış, hem çeşit hemde renk olarak. Kendime yeter artık kalk silkelen şöyle bir desem de sözden öteye geçemedim. Craft heyecanlarım bitti mi, tekrar heves ve istekle bir şeyler yapmaya ne zaman başlayacağım diye soruyorum kendime. Meğer ne güzel oyalıyormuşum kendimi. Bitti yani hiç birşey yok aklımda, nedir bu dibe vuruşlar anlamadım, bir ruhsal bir hobisel, dönüşüm muhteşem olsa bari.
Bu sefer daha mı uzun sürdü bana mı öyle geliyor, hep birşeyler uydurur bir köşesinden başlardım. Endişeliyim blogdaşlar, değişmeyi kendimi değiştirmeyi severim ama bu yönde değişmeyi istemem. Ben yine abuk subuk da olsa birşeyler üreteyim, beğenilen şeyleri, beğenenlerle buluşturayım, işte bu benim.
Eski işlerimi karıştırıyorum yine, battaniyede hiçbir zaman bir doygunluk hissetmemiş, ne kadar çok olsada yeter dememiştim. Hala iplere kayıyor gözüm ama hangi renk, ne model bir bulsam oturur yine örerim gibi geliyor.
Dikiş makinesini kullanmaya başladığım sıralarda yapmak istediğim ilk şey böyle kare kare birleştirdiğim örtülerdi, bu da ilk diktiklerimden. Bir heves patchwork makası, tahtası ıvır zıvırı ne varsa almış, onlarla bu işi kotaramayıp, kendimce en kolay şekliyle bunları yapmıştım pek düzgün olmasada. Israrla belli bir sıraya göre dizerek dik diyenlere inat, canım istediği gibi yerleştirip dikmiştim karmakarışık. Her gün yapacak birşey bulamıyorum yazılarıyla karşılaşan herkesin benden daha çok bir uğraş bulmamı istediklerini düşünür oldum lakin bulamamaya devam edersem bu konuda okuyanların kafasını ütülemeye devam edecek gibiyim..

8 yorum:

  1. Deli! :)) Ütüle ütüle.
    Bence yakında küllerinden yeniden doğacaksın.
    Kar kalksın, biraz ısınsın hava, kuş cıvıltılarını duy, bak ozaman neler neler yapacaksın. E o zamana kadar da boş durma, bir iki bardak altlığı ör beyaz ipten :)) Yolumuz kesişince alırım senden. Heh heh...
    (Eee o kadar kafamı ütüledin yani, di mi? )

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Derya hanım bende dönem dönem sizin yaşadıklarınızı yaşıyorum ama tekrar başlayınca daha güzel işler çıkıyor sizdede öyle olacaktır sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Bence Ankarada ilk kez bu kadar uzun kalan kar ve sürekli yağan kar hepimizin ruhunu şişirdi. Bazan bende hemen bir işin ucundan tutayım ve yeni birşeylere başlayayım istiyorum. Bazan akşam işten eve gidince rutin işleri bitirdikten sonra canım hiçbirşey yapmak istemiyor.

    YanıtlaSil
  4. canımsın deryacığım dönem dönem insan böyle duygular yaşıyor.üzme kendini bendede yarım işlerin sayısı arttıkça artıyor.bitirmek için çaba sarfedemiyorum.hergün bir ekstra iş çıkıyor.bende farklı bir motif modeli var bir bak istersen.sevgiler..

    YanıtlaSil
  5. Blog birazda bu iş için değil mi?Anlatmak paylaşmak.Anlat tabii.Ne hissediyorsak onu yazıyoruz.Bence olması gerekende bu.

    YanıtlaSil
  6. Proje çantası; Şu dönem elim boş nasılsa yapıvereyim ben o zaman :)

    mehtap kaya; İnşallah :)

    dilek; Bencede kesinlikle kışın uzamasıyla alakalı, güneşi az gören ülkelerdeki insanları düşünemiyorum iyiki oralarda değilim yani :)

    mihrimah; Fatmacım nerelerdesin sen, seni okuyorum tayinini bende merakla bekliyorum haberin olsun, ne güzel yarım da olsa bekleyenler varmış sende bende hiçbirşey yok inanması güç ama yok valla :)

    modabahar; Teşekkürler, yazıyorum bende ne yapayım, sıkıcam okuyanları ama risk alıyor döküyorum bendeki sıkıcı halleri :)

    YanıtlaSil
  7. önceki yazıya yorum yazdığımı zannediyordum :( hello kittyleri beğendiğimi yazmıştım :) bu kış uzun sürdü ve ben güneş ışıklarının açık havanın serotonin düzeyini direk etkilediğini düşünüyorum. çınar ın okul işi de heyecanlandırır şimdi sizin evi, ardından da bahar, bitti gitti :))

    YanıtlaSil
  8. Nihancım, doğru söylüyorsun inşallah.. :)

    YanıtlaSil

Söz uçar, yazı kalır...