22 Temmuz 2011

Dikiş denemelerim için seçtiğim kumaşlarım. Mavi çiçekli olan elbise için, çizgili olan kuzunun diğerlerini bilmiyorum henüz karar vermedim. Nerede o bir çıkışta iki semti fethettiğimiz serin günler, sadece Kızılay'ı dolaşabildik bu kez, birde havanın serinlemesini beklediğimiz halde ikinci bir yere uğramak zor geldi. Zaten elbiselik veya pijamalık kumaş adına Ulus'ta çok yer yok, Kale'ye çıkarken o yokuşta bir- iki kumaşçı var, onun dışındakilerde pek rastlamadım, gerçi bugüne kadar elbiselik kumaş da aramamıştım, benim alanım yastık, çanta, patchworkdü. Kızılay'ın dört bir yanını sarmış Bursa kumaş mağazalarıydı elbet uğrak yerimiz. Benim gibi acemiler için eğer sonuç kötü olursa üzülmeyeceğim ama iyi de sonuçlanırsa giyilebilir ucuz fiyatlı kumaşlar.

Eski Gima binasının üzerindeki yerinden taşındığından beri ilk gidişim Melbo'ya. Buranın en çok Paçanga böreğini severdim, giderken de aklımda onu da mideye indirmek vardı ama yeni menüde yoktu malesef. Şimdiki yerini ve içerisini çok beğendim.

Tohumdan bu hale gelen çiçeklerim, hala adını bilmiyorum.Gün geçtikçe coştukça coşuyor.

Kuzu ile yemek ve uyku vakitlerinde küsüşüyoruz hep. Yemek saati işkencesi devam ediyor, akşama kadar önüne tek lokma koymasam ben acıktım demez herhalde. Uyku vakitlerinde de uyumamak için binbir bahane, ağlamalar, kavgalar neler neler. Bunlar dışında canciğer kuzu sarmasıyız. Ben ona aşığım o bana.