9 Mayıs 2011

Evimizden çiçek eksik olmaz oldu, çok mutluyum tabi. Bazen kır çiçeği bazen de böyle leylak topluyoruz kuzumla. Evde çiçek demek, mutluluk demek. Makaronu da denedik. Rengine göre arasındaki kreması limonlu, vişneli vs. beğendik tabi, en çok da Çınar sevdi.

Ama bugün öylesine dardı ki içim, ne dışarıda olmak, ne çiçekler, ne de bu makaronlar mutlu edemedi beni, hiç sevmesemde anneler günüm de tahmin edemeyeceğim kadar güzel geçti, ne bu haller bende bilmiyorum, her geçen gün daha yorgun, daha kırgınım. Daha kambur hissediyorum mesela kendimi, taktım yine sırtıma küfemi. Biraz umursamaz biraz da geniş olmalı insanın yüreği, haksızlığa ve arsızlığa dayanabilmeli. Ben kendimi biliyorum öyle dayanıklı biri değilim ben, hiç istemesemde katlanmayı seçerim, idare edilen değil hep idare eden tarafımdır, ince ince düşünürüm hak edeni de etmeyeni de, işte o küfeyi ağzına kadar dolduran, atamadığım şeyler bunlar.

4 yorum:

  1. idare edilen olmayı başaramasak da idare eden olmamayı seçmeliyiz belki de..ben de hep yapıyorum bunu böyle söylediğime bakma ama bir noktada patlıyor insan o noktaya getirmemeye çalışmalı belki de..

    YanıtlaSil
  2. funda; Bende o noktadayım galiba, yıllar yıllar hep aynı sıkıntıyla geçmiş, şu saatten sonra aynen devam edemiyorum, farklısını da yapamıyorum öyle yani :(

    YanıtlaSil
  3. bazen seni okurken çok benzerlikler görüyorum.ben de haksızlığa hiç gelemem.yutarım lafları.içime atarım.tartışmayı bilmem çünkü ben.üzülürüm sonra da.ama napalım huy işte.bazen değiştiremiyorsun insanları.

    YanıtlaSil
  4. ebrulikedi; malesef, bırakalım başkalarını ben kendimi bile değiştiremiyorum ne kadar istesemde.

    YanıtlaSil

Söz uçar, yazı kalır...