3 Mayıs 2011

Yeni başladığım ripple battaniye ağır ilerliyor renklerde hala kararsızım. Bazen bu tarz işlerin amacı olan "evde yarım kalan ipleri değerlendirin" kuralını uygulayayım dedim, çünkü epey bir parça ipim vardı, lakin renkler biraraya gelince çok karmaşık olacak gibi geldi, sade işleri sevmeme rağmen, işte tüm bu çelişkiler içinde pek fazla ilerleyemedim. Her zamanki gibi bir deneyeyim dediğim başka şeylere kaydım hemen. Günümüzün ıslak mendilleri kağıt havlularına rağmen bazen ikram edilen şeye göre misafirlere böyle bir ıslak birde kuru, mümkünse de örgü peçete vermek gerekiyor. Eskiden çok yaygındı, belki hala öyle bilmiyorum. Bende o işe de olur diye böyle bir motif yaptım. Sonra baktım bardak altlığı da olabilir, birkaç renk sehpa üzerinde, sonra koltuklar üzerindeki yastıklar ve battaniyeler eşliğinde örgü delisi bana uygun bir ev olurdu herhalde, diyerek oyalandım.
Çınar'ın arkadaşı princess Lidya için hazırladığım çamaşır torbaları, kreşte kullanacak.
Dün akşam kısa süre için uğrayan misafirlerimizi tam yolcu ederken, kapıyı açtığımız andan itibaren bina içinden burnumuza çalınan kek kokusu, Çınar'ı öyle cezbetti ki, tutturdu kek diye misafirlerimizi uğurladıktan sonra mutfağa girip geç bir vakit kek pişirmek zorunda kaldım. Hem kızgın hem de canı istedi demek ki çocuğun diyerek, belli bir tarife bağlı kalmaksızın malzemeleri birleştiriverdim. İlk defa içinde muz ve elma kullandım. Hafif ıslak kek ayarında bir kek oldu, kuzu kekini mideye indirip rahatça uykuya yattı. İşin komik yanı, misafirlerimize vakit darlığı nedeniyle hazırlayamadığım keki, onlardan sonra mutfağa girip yapmam, çok garip oldu. Not: Şadiyecim utanaraktan yazdım bu postu, böyle bir kek borcum var size sonraki buluşmamızda..