Pirinçhan


Bugün Pirinçhandaydık. Buradaki sevgili dostlarımızı görelim istedik. Hazır buraya gelmişken Koyunpazarı yokuşunu çıkıp kale dibindeki bakliyat ve kuruyemişcilere de uğradık. Burada bir hurma tattık ki, lezzeti ve iriliği bizi epey şaşırttı. Ben bir numaralı hurma severim derken meğer kuzumda benim gibi seviyormuş, peşpeşe götürdü hurmaları. Yemeğe dalıp hiç foto almamışız ama bu arada. Bu ayakkabıları her gördüğümde zihnimde kötü anılarım depreşse de fotolamadan edemedim.


Pirinçhan'dan Hülya Teyze kuzuya bu sevimli çorabı hediye etti. Çınar bir de dükkandaki bütün siftah bozuk paralarını toparladı. Bu dantel de oradan. Birgün çivi işi dantellere rast gelmek umuduyla her gittiğimde iyice karıştırıyorum dantel sepetlerini.

2 yorum:

  1. Ben o naylon ayakkabıları görünce yıllar öncesine gidiverdim, yeşilinden almıştı rahmetli babaannem evde giyerdim terlik niyetine arkası vurmuş su toplamıştı ayağım yine de attırmadım offf içim bir hoş oldu deryacım

    YanıtlaSil
  2. Aynen bende birhoş oldum Sinem hanımcım ama dedimya duramadım yine, ben oyun oynarken giymiş birde cam batırıp ayağıma ayakkabı dolusu kanla uzun bir yol yürümüştüm, niye bu travmanın üstüne gidiyorum bacaklarım hissizleşip içim ılınsada bilmiyorum.

    YanıtlaSil

Söz uçar, yazı kalır...