29 Kasım 2010-2


Ülkemizde de var mı böyle yerler, böyle bir yere dalıp standlar arasında kaybolmak istiyorum. Neler neler alırım kimbilir. Şu fotoğraflara bakarken bile içim gidiyor.
29 Kasım 2010
Yine bir yaş dönümüne yaklaşıyoruz ondan mıdır, bu yaşın gereğimidir bilmem, olumsuz yanıt aldığı her cevaba tepkili, açıklama ve gerekçeleri dinlemiyor bile, illaki onun dediği, takılı plak gibi tekrarlayıp duruyor, yani yine " ya sabır" günlerindeyiz. Trip üstüne trip atıyor bana. Ben kafamı gömdüm yine gelişim kitaplarına. Ne yapmalıyım, nasıl davranmalıyım!?
Güzel bir Cumartesinden sonra Pazar günü de dışarıdaydık. Günlerdir "ağacım da ağacım" diyen kuzu nihayet ağacına kavuştu. Babayla kurup, anneylede süsledi. İlk ağacımız bu süslemekte biraz acemilik çeksekde, tüm hazırlık bitip ışıkları kapatınca dizildik üçümüzde kanepeye, izlemesi pek bir keyifliydi. Tren yolculuğundan sonraki durak teyzemizdi. Beraber birde park keyfi yaptık. Yaz aylarında oynadığı arkadaşlarını buldu parkta, yalnız ve çokda arkadaşı olmadan büyüyen kuzum biraz çekingen davransada sonrasında anlaşıp, koşturup oynadılar.
Güzel bir Cumartesinden sonra Pazar günü de dışarıdaydık. Günlerdir "ağacım da ağacım" diyen kuzu nihayet ağacına kavuştu. Babayla kurup, anneylede süsledi. İlk ağacımız bu süslemekte biraz acemilik çeksekde, tüm hazırlık bitip ışıkları kapatınca dizildik üçümüzde kanepeye, izlemesi pek bir keyifliydi. Tren yolculuğundan sonraki durak teyzemizdi. Beraber birde park keyfi yaptık. Yaz aylarında oynadığı arkadaşlarını buldu parkta, yalnız ve çokda arkadaşı olmadan büyüyen kuzum biraz çekingen davransada sonrasında anlaşıp, koşturup oynadılar.
Tren yolculuğunu seviyoruz ikimizde, zaman zamanda sadece gezmiş olmak için binip dolaşıyoruz kuzumla, bu Cumartesi de aynısını yaptık. Erken saatte kalkıp, yollara düştük. Gidiş yolculuğumuz güzeldi, tren tenhaydı güzel de bir koltuk seçtik, ama dönüşte konumumuz gereği dışarıyı çok iyi görmediği için sıkıldı kuzum. Hava yine bizden yanaydı. Sanki kıştan çıkmışızda baharın ilk günleri gibiydi.
26 Kasım 2010 "mimler"
Begonvilli ev bloğu farklı bir mim göndermiş bana çok teşekkür ederim, gerçektende farklı bir mim hemen başlıyorum, kitaplığımın karşısına geçip gözlerimi kapatıp, kitapların arasından birtane seçiyorum. Eylül 2003 de kendime aldığım bu kitap geçiyor elime. Kitap mektuplardan oluşuyor ilk sayfalarda biraz sıkıcı bulmuştum. Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir geçiyorum, 55. sayfayı yeniden okuyup bir paragraf seçiyorum;
"Bu yola çıkmaya gerçekten niyetliysen herşeyden önce büyük bir çanta al ve işine yaramayan herşeyi içine doldur: duymaktan usandığın, defalarca söylenmiş sözleri, aşina görüntüleri. Sonra evinin balkonuna çık. Orada televizyon antenlerinin ve öteki apartmanların arasından yıldızların parladığını görebilirsin. Sorgulamaya başla. Kim onları taktı gökyüzüne? peki neden? göklerin o derin karanlıklarının arkasında neler gizli? Peki ya o kara deliklerin arkasında?"
Geçtiğimiz günlerde bir mim daha gelmiş ama açıkçası ne yazacağımı bilemeyip toparlayamadığım için ertelediğim bir diğer mime geçiyorum. bebeğimin cicileri bloğu beni "tuhaf alışkanlıklarımız" konulu bir mime dahil etmiş. Teşekkür ederim kendisine bende yanıtlamaya çalışacağım elimden geldiğince, "Çok kitap kurdu olmasamda evimde birsürü kitabım olsun ister eski sahaflar dahil heryerden kitap toplarım, eskiye çok ilgim vardır, eski olan her eşya bana garip bir mutluluk verir. O eşya veya evle ilgili geçmişinde neler yaşadı geçirdi düşünceleri hoşuma gider, bitip tükenmeyen bir örgü sevgim vardır, biten her işten sonra mutlaka yeni birşeye başlarım, örmeden duramam, polisiye ve CSI dizi ve filmlerini hiç kaçırmam ve izlemekten asla bıkmam. Daha başka mutlaka birşeyler daha vardır ama aklıma şu an bu kadarı geliyor Emine hanımcım umarım cevaplayabilmişimdir.Çok kural sevmeyen biri olarak kuralları esnetiyorum cevaplamak isterlerse üç arkadaşıma yolluyorum hangi mimi isterlerse; Kaymaklı kadayıf, bulunur hint kumaşı, atölye nott
25 Kasım 2010
24 Kasım 2010-2
24 Kasım 2010
22 Kasım 2010-2
22 Kasım 2010
20 Kasım 2010
Bayram dolayısıyla tüm dikiş ve örgü işlerine uzun bir ara verdim. Özlemişim, birdaha bu kadar uzun ara vermemeliyim.
Bayramdaki güzel zamanlar benim için etsiz zamanlardı, yoğun et tüketiminin olduğu anlarda aç kalmadığım anlardı, güzel bir balık sofrasıydı, sevdiğim insanlarla geçirdiğim anlardı, keşke daha uzun ve sadece ama sadece onlarla geçseydi.
Dikiş odasına bir arkadaş geldi, mankenimiz, kendisi tamamen dekor amaçlı bulunacak. İlerleyen zamanlarda süslü püslü olacak, sonra ikea'dan gelen siparişlerim, bayramda güzel geçen anlara ek güzel ciciler ve keyifli geçen bir akşam. Bu arada derya kuzusu bloğu 2 yaşında. Pastamız mumuz yok, iki yıldır bazen küsüp yazmasamda, gitmeye çalışıp gidemediğim, her akşam mutlaka başına oturup vakit geçirdiğim, postları severek ve heyecanla yazdığım vazgeçemediğim alışkanlığım.
15 Kasım 2010
Bizim kuzuların kültür-sanat faaliyetleri iki pazardır devam ediyor. Geçtiğimiz hafta "büyümek istiyorum" bu hafta da "keloğlan keleşoğlan". Bir sonrakinde de opera da olacağız.
Tiyatrodan çıktıktan sonra yolumuzu Samanpazarı'na çevirdik. Önce mantılı bir öğle yemeği sonrasında Dadaş çayevinde enfes çaylarımızı içtikten sonra bu güzel havanın tadını çıkardık. Hava yaz günlerini aratmayacak kadar güzeldi.

Pekçok yerde sıradan gelen çay burada bana çok keyif veriyor ve lezzetli geliyor, Samanpazarı'na gittiğinizde mutlaka uğramadan geçmeyin derim. Bitki çayları da harika.



Bugün ise sonbaharın renklerini doyasıya yaşadık. Yerlerdeki yaprak yığınları içinde gezinmek, onları izlemek çok güzeldi.


Romantik oğluşum her zaman olduğu gibi, eline geçen ilk çiçeği yine bana hediye etti. Bu halleri beni çok mutlu ediyor. Umarım hep böyle olursun.
Hava harikaydı, kuzum önce oyun parkında sonra parkta koştura koştura oynadı.
Bu cici çanta da leyya craftmania'dan. Kumaşını çok beğenmiştim ve işte şimdi benim. Ellerine sağlık diyorum. Yarın bayram ve uzun bir tatil var, herkese iyi bayramlar ve mutlu günler dilerim.
13 Kasım 2010

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)