6 Mayıs 2012 Pazar

Şu ara apartmanımızın önünde bir kedisi var Çınar'ın. Gelip geçişlerde rastlarsak onunla konuşuyor, okşuyor ta ki kedi sıkılıp yanımızdan kaçana kadar.

Pazar günü kahvaltıdan sonra çiçekçilerde aldık soluğu. Hem gözümüz gönlümüz açıldı, hemde küçük balkonumuzu şenlendirelim diyerek biraz çiçek fidesi aldık.

İnsan bu güzelliklerin arasında kayboluyor aslında, hepsini alıp, gözümüzün göreceği heryeri donatmak istiyor.

Çınar'ın çeri domatesinden sonra birde çilekleri oldu balkonda yetiştirebileceği, domates eve geldi geleli biraz kötüledi malesef, bende parktan güvercin gübresi topladım biraz bilmiyorum yararı olur mu ama birşeylere ihtiyacı varmış gibi geldi, bu da kulağıma çalınmıştı bir ara, deneyeceğiz bakalım. Elbette parkta elinde poşet yerden güvercin kakalarını toplayan bir tip olarak tuhaf bir görüntü sergiledim ama herşey balkonda bile olsa birşeyler yetiştirme keyfini ve deneyimini yaşayacak kuzu için.

Bugün parkta bir çocukla ilk kapışmasına şahit olduk Çınar'ın. Birbirlerine sarılıp yıkmaya çalışırlarken mücadele ediyorlardı ki ben gördüm elbette müdahale ettim şşşşttt noluyor şeklinde ama sonra pişman oldum. İnsan pek sakin kalamıyor böyle durumlarda ama belki de kalmalıydım.

Kuşsever yavrum mısırını paylaştı parktaki kuşlarla.

Yerdeki çekirdek çöplerinin görüntüsü deli etti beni, kendimi meşgul edip sinirlendirecek birşey buldum yine bugün, yaz günlerinin meşhur geleneği çekirdekten  hiç bu günkü kadar nefret etmemiştim. Genç, yaşlı herkesin elinde çatır çatır yiyip, çevreye saçıp durdular.

Haftasonu hamur işisi yalancı acıbadem kurabiyesi oldu. Yapımı çok pratik lezzeti enfes. Deneyelim diyenler için tarif burada.

Bu haftasonu çekirdek yiyenlere ve satanlara antipati duydum, çiçeklerin içinde bende çiçeklendim mutlu oldum, oğlumun ben büyüdüm diyen yumruklu kavgasına şahit oldum, blogları gezerken içsesini yazıya olduğu gibi dökenilen bu yazıyı gördüm,  kendi düşüncelerime cuk oturttum. Yeni haftamız iyi olsun....