Bugün

Ankara toza bulandı, fotoğrafa çok iyi yansımamış ama görüş mesafesi epey azalmıştı, sokakta gözünü açmak, nefes alabilmek ne mümkün. Rüzgarın zaman zaman beni sürükleyebildiğine bile şahit oldum. Tabi bunda vermiş olduğum kilolarında payı var ama epey şiddetliydi rüzgar. Kuzuyu okuldan alıp paranoyak şekilde otobüs durağına ulaştık, paranoyak diyorum çünkü esen rüzgar tepemize birşey düşürürmü  ne olur diye korkarak o tozun içinde sağına soluna, tepene baka baka ilerlemek epey zor oldu. Neyseki otobüse atlayıp evimize ulaştık, resmen toza bulanmıştık derhal temizlendik.

Yine şahane kumaşlar buldum Şık Düğme'de. Benim baykuşlu kumaşlardan bulmayı umuyordum bir tanesi bitmişti neyseki diğerinden buldum, bitmişin yerine de üsttekini aldım. Çınar'ın deyimiyle Baykuş Amca'ya (Baykuşlar ve Diğerleri Kolleksiyon evi sahibine) dikeceğim iki tane baykuşlu yastık.

Birde bu pisili kumaşı buldum ki, benden mutlusu yok. Sevgili arkadaşım Noni'nin bloğunda görüp bayılmıştım burada. Burada da görünce gözlerime inanamadım. Bu Şık Düğme'yi sık sık ziyaret etmek lazım.