13 Nisan 2012

Battaniyeme devam ediyorum. Farklı bir model olması beni örmem konusunda heveslendiriyor, başlamışken kullanışlı olsun, rahatca örtünelim diyerek uzunca başladım, bu şekilde birbirine uyan renklerle üçer, ikişer sıra örerek rengarenk devam etmeyi planlıyorum. Şimdilik gayet keyifli gidiyor.
Şu ara lavanta keselerime düşkünüm, bazılarının içlerini yeniledim, mis kokularıyla bulundukları odayı çok güzel kokutuyorlar, ben bununla da yetinmeyip tembellik saatlerinde burnumun ucundan ayırmıyorum, o koku beni müthiş rahatlatıyor ve huzur veriyor. Bazen yapı marketlerde görüyorum taze saksıda olanını, bu sene bir tane edineceğim, tek korkum eve gelince yaşatamamak, şakayık sizlere ömür çünkü.
Evimde güzelce yetişen tek çiçek sardunyalar. Bazen epeyce uzayıp şekilsizleşince, dallarındna kırıp yeniden toprağa tıkıyorum, hemen tutunup yeniden yetişmeye başlıyorlar. Seviyorum sardunyaları.
Aldığım son birkaç yorumda son günlerde neden karamsar yazılar yazdığım veya buradan yansıttığım dertsiz tasasız insan olmadığımı, kısaca çizdiğim resmin dışına çıktığımı söyleyen yorumlar aldım ve birkaç kelime etme gereği duydum. Bende her insan gibi zaman zaman çok mutlu, umutlu ve inanılmaz pozitif hallerde olabilirken bazen alaşağı olup, gerek hayatımdaki olumsuzluklar gerekse kendi evsel veya kişisel ortaya çıkan sorunlar nedeniyle depresif ve negatif bir insan olabiliyorum. Bu gayet normal geliyor bana, bloğumda hiçbir zaman sürekli şen şakrak ve huzur yumağında birisi gibi göstermeye çalışmadım kendimi. Beni sürekli takip edenler hak verecektir. Yazılarımda uzun bir süredir hep yazdığım günün tarihini atıyorum, o gün ne hissediyorsam, nasılsam ona dair yazılar yazıyorum. Mutsuzsam mutluymuşum gibi yapmıyorum. Hayattaki görüşüm de budur, ne isen öyle davran. Yapmacıklık veya olmadığın gibi görünmeye çalışmak en nefret ettiğim şeydir, kısa ömürlüdür zaten. Sürekli laylaylom yazıları çok gerçekçi bulmuyorum. Dengeyi kurmaya çalışıp elbette hep sıkıntılı ve karamsar da yazmamaya çalışıyorum, bizden haberler yazarken. Şu ara yine biraz kapanmış ve bunalmış olabilirim, zaten ara ara dile getiriyorum veryansın yazılarında, hepimizin hayatında birtakım zorluklar ve sıkıntılar var. Ben burada her halimi paylaşıyorum, eğrisiyle doğrusuyla, bloğun kimliği ben ve benim hayatımdakiler zaten. Baharın verdiği rehavet, bir yandan coşan ama bir yanda da içten içe depresif duygular uyandıran bir geçiş dönemi, bende bundan payımı alıyorum sanırım. Pozitif bir haftasonu huzurlu, keyifli yeni bir hafta dilerim..

13 yorum:

  1. anımız anımızı tutmuyor bazen.gülerken ağlayabiliyoruz.bir lafa,bir olaya canımız sıkılabiliyor.buraya da hissettiklerini yazman çok doğru bence.olmadığın gibi davranmanın ne anlamı var.mutlu bir hafta sonu olsun inşallah

    YanıtlaSil
  2. Günaydın.Yazınızı çok samimi ve içten buldum.Sabah kahvemi sizinle sohbet ederken içtim.Hayat pozitiflerle negatifler arasında bir gitgelden ibaret. Anı yaşamak en güzeli.Dikensiz gül olmayacağı gibi.Yaşamda acı ve tatlı olaylarla dolu.Bizler robot değil insanız.Bence normali sizinki.Sevgiyle kalın :)

    YanıtlaSil
  3. Her şey gönlünüzce olsun.Ne mutlu size ki seviliyorsunuz ve herkesçe takip ediliyorsunuz. mutlu hafta sonları efendim.

    YanıtlaSil
  4. ben de hiç hissetmediğim gibi davranamam. özellikle ikili ilişkilerimde ama bloga değişken ruh halimi pek yansıtmamaya çalışıyorum. blüz ve kolye çok uyumlu görünüyor. yeni başladığın battaniye de çok güzel canım, öpüyorum seni...

    YanıtlaSil
  5. ebrulikedi; Teşekkürler Ebrucum sizede mutlu haftasonları :)

    canan beycan; Afiyet olsun ne güzel :) teşekkürler..

    kahve çekirdeğim; Çok teşekkürler, sizede :)

    Nihancım, sana göre doğrusu odur mutlaka, ben illaki yazarım mesela, hatta yakındığım konuda gelen yorumları merakla okurum acaba görmediğim birşeyler mi var diye, herkese göre değişen bir tercih bu, teşekkür ederim bende öperim, hadi bekliyorum örgülere başlamanı, dürtüp durucam böyle haberin ola :)

    YanıtlaSil
  6. İnsanların bu kendimize ayırdığımız bloglara yazma şekline bile müdahale etmeye çalışmalarını anlayamıyorum. Ama olsun baharın gelişini müjdeler gibi renkli ve aynı zamanda içten bir yazı olmuş.Battaniye ve kolyeye bayıldım.
    Sevgiler
    Gül

    YanıtlaSil
  7. Lilimini; Çok teşekkürler, benden de sevgiler Gül :)

    YanıtlaSil
  8. Merhaba, son battaniyenizde abes bir soru olmazsa eğer; kaç zincir çekip batıyorsunuz..bloğunuzu severek izliyorum..selamlar
    sess(i)z

    YanıtlaSil
  9. sessiz; Merhaba, neden abes olsun sorabilirsiniz tabiki, aralara tek zincir çekip, iki kerede çekiyorum trabzanı.

    YanıtlaSil
  10. Canım benim doğal ve hissettiklerini yazman ve yazmak istemen en doğal hakkın.hatta ne istersen onu yazmak hakkın ne d e olsa bu blog senin özel alanın...Hayat iniş çıkışlarla dolu , acaba hergün mutlu olan ve sıkıntısı olmayan var mıdır ? Vrasa gerçek midir yoksa yapmacık mı ?
    Seni takip etmeyi seviyorum ,mutlu olduğun günler hep küfenin ağır tarafı olur inş.sevgilerimle

    YanıtlaSil
  11. Düşlerimden inciler; Çok teşekkür ederim.. mutluluk temenninizi aynen bende sizin için diliyorum, sağolun :)

    YanıtlaSil
  12. A new project? A blanket or a pillow? That makes me curious :) Best regards, PiPa

    YanıtlaSil
  13. PillePalle; Dear Pipa began to weave a new blanket. But I still want to knit a blanket, because the home was filled with love, thank you ..

    YanıtlaSil

Söz uçar, yazı kalır...