13 Eylül 2011

Dün Ulus'a uğradık kuzuyla. Ulus uğranacak değil, özellikle bir gün ayırılacak biryer, heryerini dolaşamadık tabi, uzun süredir gidemediğimiz Baykuşlar ve Diğerleri kolleksiyon evine uğradık, Ahmet Bey'le hoş bir sohbet ettik, dükkana getirdiği yeni objeleri gördük, hepsi çok güzeldi. Her zaman söylüyorum gerçekten büyülü mekanlar burası. (Mavi mumluk, Baykuşlar ve Diğerleri Kolleksiyon Evinden)
Evde olmanın ve artık yazı bitirmenin bir etkisi olarak, gözüm sürekli evde birtakım değişiklikler yapmakta, bir girişilse yapılacak çok şey var, neresinden başlarım bilmiyorum. Şimdilik notlar alıyor kafamda bir resim oluşturmaya çalışıyorum. Bu anlamda beğenilerime hitap eden herşeyi birarada bulabileceğim bir yer olarak iyiki burada da açıldın İkea.

Bu tahta parçası Ayvalıktan, sahil kenarında oyalanırken buldum. Şekil itibariyle daha önce bloglarda rastladığım bu tarz tahta parçalarla yapılmış yelkenlileri hatırlattı, (burada ) bende denemek üzere aldım şimdi yelkenli olacağı günleri bekliyor, el işi uğraşları olarak da yapılacak çok şey var, hepsi kafamdaki listede, neresinden başlayacağımı bilmiyorum bunlara da. Dün elime geçti bu tahta, gözümün önünde biryere koydum şimdi sırasını beklemekte. Anı olarak daha farklı şeyler tercih edilir genelde ama ben sevdiğim yerin böyle tahta parçasına kadar herşeyi topluyorum bir torbada sahilden topladığım taşımız ve deniz kabuğumuz var.

3 yorum:

  1. eskileri görmeyi çok severim bende.. biriktirmeyi de ama yer yok herşeyi saklamak için :)

    YanıtlaSil
  2. Lavanta Bahçesi; Akıllanıp da yoketmediğim eskilerden :)

    Nilgün Komar; Haklısın, bir ara epey birikiyor, sonra elemelerden geçe geçe, en sevilen parçalar kalıyor :)

    YanıtlaSil

Söz uçar, yazı kalır...