1 Ekim 2011

Üst üste yapılan hamur işleri, gelen tatlı krizleri ile birlikte hüpletilen çikolatalar, bir süre sonra bu blogda elişleri ve gezmeler yerini, şişmanım, çok mutsuzum, diyete başladım, başka bir diyet deniyorum, kilo veremiyorum gibi postlara bırakacak diye korkuyorum. Kafamda oluşturamadığım ve karar veremediğim elişim yüzünden daldan dala atlamaktayım. Bir parçayı başlayıp bırakıp, diğerine geçiyorum. İnsanın ne istediğini bilmemesi ne kötü birşeymiş, olurda tutturur kendime bir meşgale yaratırım diye habire bişeyler başlayıp duruyorum, ama yok olmuyor malesef. Kendimi de neden mi bu kadar kasıyorum, boş kalmamam gerek benim, kalamıyorum, eğer boş kalırsam bu sefer de mutfağa dadanıyorum. O pasta senin, bu kek benim derken iş çığrından çıkıyor. Şöyle bir kenarda elini kolunu kavuşturup oturan biri olamadım hiç, illaki birşeylerle uğraşmam gerek.
Bu tembelliği bırakıp dışarı çıkmalıyım artık. Nerede o bendeki gezmeyi seven ruh, gezerken rastlayıp bulduğu pek çok malzemeyle ve iplerle birşeyler ortaya çıkaran, proje insanı derya nerede? Kalk toparlan, yapılacaklar ve denenecekler listesini gözden geçir, gözüne kestirdiğinle de derhal işe koyul, en kısa süredede de okuyacağım dediğin kitaplarını edin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Söz uçar, yazı kalır...