Kendime kruvasan ziyafeti çektim, bergamot aromalı çayım eşliğinde. Kruvasanı çok seviyorum, yapabilmeyi istediğim iki şeyden biri, diğeri de makaron. Sabah erken saatlerden itibaren kafamı dikişten kaldırmamıştım ki bu mola çok iyi geldi. Kuzuyla beraber çantaların önlerine yapacağım yeni ve farklı modeller bulmak, uygulamak eğlenceli olduğu kadar yorucuda, ya sürekli oynadığı oyunlara konuşarak katılmalıyım, ya da işin ne zaman bitecek sorularına cevap vermeliyim, o da olmazsa onu yıka, bunu getir, çiş vs. molalarından hiç bahsetmiyorum bile.
Hazır mutfaktayken bir de profiterol yaptık oğlumla. O da ayrı bir işkenceydi samimi deyimiyle. Tezgaha yakın konulan sandalye, tepesinde kuzu, bir adım öteye veya geriye ilerleyemeyen ben. Dolap ve çekmeceleri açmak için, in bin yapılan sandalye, tümü de birgün çıldırtacak beni. Bazen "insan çocuğuna böyle kızabilirmi?" dediğim ama yanıtını da derhal verdiğim anları fazlaca yaşar oldum şu aralar, "evet kızar".
Tabiki kızar.Kızmayan anne var mıdır diye sormam bile,çünkü ben de bu sorunun ceevabını hemen verebilirim:'Hayır,yoktur.':)
YanıtlaSilBazen gereksiz vijdan yapıyorum herhalde :)
YanıtlaSilsiteni,yazilarini,oglunu,seni cok sevdim.. ..kendimden birseyler buluyorum.. özellikle bu mutfak maceralari cok benziyor,ve sonraki vicdan azabi.. :))
YanıtlaSil